Bağlı Bir Geminin Değerinin Maksimuma Çıkarılması Üzerindeki Faktörler Neler?

Petrol ve gaz devlerinin; üretim, depolama ve boşaltma (FPSO) gemilerinin maliyet avantajlarını açıklayan Rockwell Automation EMEA Bölgesi Ağır Sanayi Sektör Stratejisi ve Pazarlama Müdürü Steffen Zendler, bağlı bir geminin değerinin maksimuma çıkarılması için üreticilere altın niteliğinde tavsiyeler verdi.

BAĞLI BİR GEMİNİN DEĞERİNİN MAKSİMUMA ÇIKARILMASI ÜZERİNDEKİ FAKTÖRLER NELER?

Dünyada şu anda binlerce gemi okyanuslarda denizlerde göllerde kullanılıyor. Yük taşımacılığından sağlığa, araştırmadan savaş gemisine kadar onlarca farklı sektörde kullanılan gemiler, petrol ve gaz üretiminde de aktif rol oynuyor. Petrol ve gaz üretim deposunun yapılmasından ve boşaltma (FPSO) gemisinin ilk kullanımının üzerinden yaklaşık 40 yıl geçtiği kaydediliyor. Şu anda dünya çapında 270 gemi operasyon halinde ve bu sayının 2025’e kadar yüzde 17 artış göstereceği tahmin ediliyor. Rockwell Automation EMEA Bölgesi Ağır Sanayi Sektör Stratejisi ve Pazarlama Müdürü Steffen Zendler, petrol ve gaz devlerinin bugünün hareketli pazar ortamında FPSO operasyonlarıyla ilgili olarak, bağlı teknolojiler ile yüzer petrol ve gaz operasyonlarında nasıl verimlilik ve tasarrufu sağlanabileceğini açıkladı.

Sabit platformlar 20 ila 30 yıldan daha az çalışırsa maliyetli değil

Petrol ve gaz üretiminde kullanılan sabit platformların kuruldukları andan itibaren yaklaşık 20 ila 30 yıl boyunca çalıştıklarını belirten Zendler, “Çünkü sabit platformlar daha az süreli operasyonlarda kullanılmaları durumunda fiziksel tehlikelere ve maliyetlere yol açabiliyor. Yüzer üretim gemisi, sabit platforma göre ekonomik bir avantaj sağladığı için kısa süreli kaynak bölgelerinde özellikle çekici hale getiren verimlilikler sunuyor” ifadelerini kullandı.

FPSO’nun tek çekici yanı mobilitesi değil

Mevcut pazar ortamında, petrol ve gaz şirketlerinin esnekliğe büyük önem verdiğini belirten Zendler, “Petrol ve gaz ürünlerindeki değişken talep yoğunluğu, maliyet avantajlarının değişken olduğu durumlarda operasyonları yeni kuyulara genişletmeyi riskli kılıyor. Üreticiler talep tarafını kontrol edemese de değişken veya derin deniz üretimine girmeyi daha cazip bir plan haline getirebilmek için tedarik tarafında daha iyi verimlilik sağlamayı amaçlayabiliyor. Bu amaç doğrultusunda yüzer üretim, üreticinin FPSO’yu daha kısa sürede devreye almasını ve daha çevik bir yaklaşımla gemiyi farklı petrol sahalarına göndermesini sağlaması açısından oldukça faydalıdır. Her bir sahanın risk-ödül seviyesi sınırlı olsa bile, kullanım süresi boyunca birden fazla kuyudan üretim yapabilme özelliği, bu tür gemilerin kullanılmasının sağladığı yatırım getirisini oldukça artırır. FPSO’nun tek çekici yanı mobilitesi değildir. Gemiler sıfırdan proje olarak işletilebilmesi ile operasyonların verimliliğini en üst düzeye çıkarmak amacıyla birimlerini en yeni dijital ekipmanlarla donatılabilir. Bu yaklaşımla üreticiler, karlılığını artırır” dedi.

Bağlı bir geminin maksimum değer oluşturması için neler yapılmalı?

Dijital ve otomatik teknolojilerin hızlı gelişiminin, şirketlerin genişleyen üretim operasyonlarında FPSO’ların oynadığı rolü dönüştürdüğünü belirten Steffen Zendler, bağlı bir geminin maksimum değer oluşturmasına yardımcı olmak için üreticilerin gözden geçirmesi gerekenleri şöyle sıraladı:

Uzaktan gerçekleştirilen operasyonları optimize etme

Zendler, petrol ve gaz sektörü, Covid-19 pandemisiyle birlikte küresel sokağa çıkma yasakları ve zorunlu sosyal mesafenin ardından yeniden kalibre edildiğinin altını çizerek, üretim sahalarında bulunan personel sayısını azaltabilmenin ortak bir hedef haline geldiğini söyledi.

Geminin donanımlarında bir sorun ortaya çıktığı zaman üretim verilerinin geminin dağıtılmış kontrol sistemi (DCS) aracılığıyla açık deniz sahasından karadaki veri merkezine iletilebileceğini kaydeden Steffen Zendler, “Kıyıdaki operatör verileri yorumlayarak sorunları gemideki personele doğrudan iletebilir ve personelle iş birliği içerisinde çalışarak problemi çözebilir. Uzmanlıktan daha fazla rehberliğe ihtiyaç duyulduğunda ise gemideki personel dünyanın herhangi bir yerinden artırılmış gerçeklik (AR) özellikli başlıklar gibi bağlı cihazlar kullanarak onardıkları parçalar üzerinde derin daha az bilgili personel ile gemide uzman personel olmadan sorunları çözebilirler. Uzaktan çalışma yaklaşımı, hızlı bakım ve daha büyük problemlere dönüşmeden önce ortaya çıkmış sorunların çözülebilmesini sağlar. Ayrıca tehlikeli veya değişken koşullarda saha personeli bulundurmakla birlikte gelen potansiyel tehlikeleri de azaltır ve uzak konumlara seyahat gibi operasyonel maliyetler de düşer” şeklinde konuştu.

Daha az duruş süresi için ağı geliştirme

Bağlı bir gemi kullanmanın neden olduğu maliyetlerin gemi çalışıyor olsa da olmasa da yüksek olabileceğini dile getiren Zendler, “Yüzer bir üretim tesisinde gerçekleştirilecek plansız bir bakım, aynı onarımın kıyıda gerçekleştirilmesine kıyasla 100 kat daha fazla maliyete yol açar. Eğer gemide güçlü bir altyapı katmanı olursa, gemilerdeki etkili operasyonları işaretleyebilir ve duruş süresini büyük ölçüde azaltabilir. Bu altyapının içerisinde, donanımın performansını analiz etmek (ayrı OEM parçaları dahil olmak üzere), varlık kullanımını iyileştirmek ve önleyici bakım gerçekleştirmek için gerekli olan kontrol sistemleri, uç sunucular ve IOT teknolojisi bulunmalıdır. Makine performansının parçalı unsurlarına dair bilgi edinme, operatörlerin sorunları büyük bir probleme dönüşmeden tanımlayabileceği ve çözümsel kararlar alabileceği avantajını da beraberinde getirir” şeklinde konuştu.

Zendler, altyapının zamanla veri setleri oluşturulabilmesi ve bakımın veya cihaz değişiminin ne zaman gerektiğinin öngörülebilmesi için yapay zeka özelliklerinin de mümkün kılınabileceğini belirterek, yapılan yatırımdan daha fazla yararlanılmasının önemli olduğunu bildirdi.

OEM entegrasyonuyla riskleri azaltma

Herhangi bir üretim tesisinin yüksek sayıda farklı OEM’ler (Orijinal ürün üreticisi) için donanım ve palet bulundurabileceğini vurgulayan Seffen Zendler, gemideki operatörler için zorluk oluşturan unsurların bu farklı donanım parçalarını sorunsuz bir şekilde başlatma süreci sırasında gecikme olmadan entegre edilmesini sağladığını kaydetti.

Bağlı bir FPSO, OEM donanımlarının sorunsuz bir şekilde entegre edilebilmesini sağlamak için temellerinden inşa edilebileceğini söyleyen Zendler, “Bizim yaklaşımımız arayüz yönetimi ve sistem standardizasyonu kullanarak farklı OEM’ler arasında koordinasyon sağlanması yönünde. Operatörlerle iş birliği içerisinde bir mimariyle, tüm OEM’lerin donanımlarını bu çerçeveyi kullanarak teslim etmesi maliyet açısından oldukça önemlidir.  Bu yaklaşım, paletleri projenin başından bağlayarak riskleri azaltır ve yazılım kullanarak devam eden yönetimi ve haberleşmeyi basitleştirir” dedi.

Doğru iş ortaklarıyla bağlantı kurma

Küresel petrol ve gaz sektörünün devlerinin zorlu veya izole konumlardaki potansiyel petrol ve gaz kaynaklarını kullanarak yenilenen küresel talebi karşılamak amacıyla daha esnek yollar aradığı için FPSO’lara yapılan yatırımlara devam edeceği öngörüsünde bulunan Zendler, “Bağlı gemiler, üretime daha çevik bir yaklaşım sağlayabilmesi ve daha az bakım maliyetleri, kritik öneme sahip varlıklar için gelişmiş denetleme ve daha iyi personel kullanımından yararlanabilmesiyle üreticilerin yatırım hedefilerini gerçekleştirmesine yardımcı olacaklardır. Rockwell Automation olarak üreticilerin yüzer üretimin tüm avantajlarını kullanması için desteklerimizi sürdürüyoruz. Petrol ve gaz şirketlerinin FPSO yatırımlarından en iyi şekilde yararlanabilmelerine yardımcı olacak uçtan uca hizmetler ve çözümler sunmak için Schlumberger ve Sensia (bir Rockwell Automation ve Schlumberger iş ortaklığı) ile ortaklık kuruyoruz. Bu ortaklık ile entegre bir yaklaşım sunmak, gemilerdeki OT ve IT sistemleri için standartlar koymak amacıyla birleşik gücümüzle; öngörüye dayalı kontrol, durum kontrolü sistemleri, petroteknik uzmanlığı ve üretimi optimize edebilecek dijital çözümler geliştiriyoruz. Petrol ve gaz sektöründe edindiğimiz deneyim ve becerilerden oluşan kombinasyonumuzla şirketlerin maliyet ve riskleri kontrol ederken daha önce keşfedilmemiş sahalarda yeni fırsatlar keşfetmesine desteklerimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Bunları da beğenebilirsin