Almanya’nın Hannover şehrinde bu yıl 66. kez düzenlenecek olan IAA Ticari Araç Fuarı’nda Assan Hanil hem mevcut kabiliyetleriyle geliştirdiği özgün tasarımlarını, hem de hali hazırda ürün gamı içinde yer alan geniş ürün portföyünü sergileyecek.
Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik şirket olarak kaydettikleri gelişmeleri anlattı.
Kısaca Assan Hanil’i tanıtır mısınız? Ürün grubunuz hakkında bilgi verir misiniz?
Assan Hanil, Kibar Holding’in otomotiv sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlarından biridir. 1997 yılında Güney Koreli Seoyon E-Hwa ortaklığı ile kurulduk ve otomotiv sektöründe yan sanayi üreticisi (OES) olarak üretime başladık.
Faaliyete geçtiğimiz yıllarda yalnızca Hyundai Assan için parça temin ediyorduk. 2005 itibariyle Ford-Otosan’ın da önemli tedarikçileri arasına girdik. Ardından Honda ve Isuzu gibi önemli araç üreticilerini de portföyümüze eklemeyi başardık. Geçen yıl Karsan ve Hyundai Motor Company’nin (HMC) birlikte üreteceği M2 sınıf minibüsün önemli parçalarının üretimini üstlendik. Assan Hanil olarak sadece otomotiv sektöründe değil, tüm taşıt araçları sektöründe en iyi ve özgün çözümü sunabilmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.
Kocaeli ve Bursa’da bulunan üç farklı lokasyondaki tesislerimizde üretim yapıyoruz. Toplam 80 bin metrekarelik fabrikalarımızda 1.000 kişilik dinamik kadromuzla yolcu ve sürücü koltukları, tavan ve halı kaplamaları, ön ve arka tamponlar, kapı panelleri, ön kumanda panelleri gibi parçaların üretimini gerçekleştiriyoruz.
Assan Hanil olarak, Türk Hava Yolları ve THY Teknik A.Ş. ile Türkiye’de uçak koltuğu imalatını gerçekleştirmek üzere 2012 yılında “Uçak Koltuk Üretimi Sanayi ve Ticaret A.Ş.” Ortak Girişim Şirketi’ni kurduk. İlk ürün tasarımlarımızı sektörün ihtiyacı olan ADOA, POA ve ETSO sertifikasyonunu da alarak tamamladık ve seri üretime başladık. Sonrasında retro-fit ve line-fit programlar dahilinde 25 Boeing uçak ve 5 Airbus uçak için üretimlerimizi tamamladık. Şu anda koltuklarımız bu uçaklarda kullanılıyor. Ayrıca ABD’nin Utah eyaletinde Boeing’e line-fit hizmet ve ürün tedarik etmek için kurduğumuz tesisimiz 2015 yılı içinde Amerika Sivil Havacılık kuruluşu FAA’den gerekli onayları tamamlamış durumdadır.
Kendi sektörünüzdeki üreticiler arasında hangi yönlerden farklılaştığınızı düşünüyorsunuz, müşterilerinize hangi avantajları sunuyorsunuz?
Müşterilerimizin talep ve beklentileri doğrultusunda hem global arenada, hem de Türkiye’de modern tesislerimizde üretim yapıyoruz. İş ortaklarımızın gerek yatırım, gerekse sektörel birikimleri bizi sektörümüzde öne çıkartmaktadır. Aynı şekilde Kibar Holding çatısı altında faaliyet gösteren bir kuruluş olmamız sebebiyle de köklü bir sanayi tecrübesine sahibiz. Kibar Holding’in farklı sektörlerdeki tecrübeleri, Seoyon E-Hwa’nın ise farklı ülkelerdeki operasyonlarının gücü ile sektörümüzdeki güçlü oyunculardan biri olmayı, müşterilerimize stratejik avantaj yaratacak çözümler sunmayı sürdüreceğiz.
Bakanlık tarafından tescil edilmiş bir Ar-Ge Merkeziniz bulunuyor. Burada yürüttüğünüz faaliyetleri ve bu merkezin üretiminize yaptığı katkıları anlatır mısınız?
Ürün gruplarına uygun yeni teknolojilerin geliştirilmesi, ağırlık azaltma, maliyet optimizasyonu ve kaliteyi arttırmaya yönelik yenilikçi projeler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ar-Ge merkezimizin kurulduğu ilk günden bu yana gerçekleştirmiş olduğu çalışmalar neticesinde bugün, farklı kategorilerde 18 adet fikri mülkiyet hakkına sahibiz. 2014 yılında gerçekleştirdiğimiz 9, toplamda da 23 adet patent başvurusu içinse değerlendirme sonuçlarını bekliyoruz.
Sektörümüzün en önemli konularına ülkemiz sınırlarında baktığımızda Ar-Ge kabiliyetlerinin geliştirilmesi, test altyapısının kurulması gündemimizde olan konular. Küresel perspektifte ise maliyetlerin azaltılması, araç hafifletme ile CO2 emisyonlarının düşürülmesi, elektrikli araç ve otonom sürüş konuları öne çıkmaktadır. Assan Hanil olarak, Ar-Ge merkezimizde bu çerçevedeki pek çok konuya odaklanan veya onları destekleyen çalışmaları yürütüyoruz.
Assan Hanil olarak bu yılın ilk altı ayını nasıl değerlendirirsiniz?
2016 yılının ilk yarısını geride bıraktığımız bugünlerde Türk otomotiv üretim sektörünün istikrarlı bir şekilde hedefleri doğrultusunda ilerlediğini görüyoruz. Otomotiv ana sanayi üreticileri (OEM) olan müşterilerimizin üretim adetleri, bütçelendiği şekilde gerçekleşmektedir. Yıl sonuna kadar aynı performans sürdürüldüğü takdirde, 2016 yılını 220 milyon Euro üzerinde bir satış cirosuyla olumlu bir şekilde kapatacağımızı düşünüyoruz.
Devreye aldığınız yatırım planlarınız bulunuyor mu, bu bağlamda hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Yatırım planlarımız daha çok bahsettiğim gibi girişimde bulunduğumuz projelerin olumlu sonuçlanması ile hayata geçecek. Ancak yaklaşık 3 senedir Ar-Ge çalışmalarını yaptığımız hava süspansiyonlu, ticari araç sürücü koltuğunda nihai noktaya gelmiş bulunuyoruz. 2016 yılı sonuna kadar tüm yatırımlarımızı tamamlayarak seri üretime geçmeyi planlıyoruz.
