UTİKAD Başkanı Bilgehan Engin’den Özel Açıklamalar

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin ile 2024 yılında Türkiye’yi lojistik alanında nelerin beklediğini konuştuk. Engin; transit taşımacılıkta Türkiye’nin rolünden tedarik zincirine, Türkiye’de e-ticaretin gelişmesinden ICS2 Aşama 3’e çeşitli konularda önemli bilgiler aktardı.

Aerial view of container cargo ship in sea.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, Ticari Araçlar Dergisi’nin sorularını yanıtladı. Engin, “Küresel krizler ortasında 2024’te Türkiye’nin transit taşımacılıktaki rolü nasıl olmalı?” sorusu için “Ülkemiz üzerinden geçen transit taşımacılığın geliştirilmesini UTİKAD olarak çok önemsiyoruz. Savaşın getirdiği güvenlik sorunu sebebiyle bu koridordan taşınan yüklerde Orta Koridor’a doğru bir kayma yaşandı ancak bu sürdürülebilir bir akış olmadı. Bu akışın sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Türkiye’nin transit taşımacılıkta hak ettiği payı alabilmesi için bazı fiziki altyapı eksikliklerinin giderilmesi ve mevzuat düzenlemelerinin yapılması gerekiyor. Her ne kadar coğrafyamızda birçok krizin ortasında bulunuyor olsak da ülkemizin konumunu en doğru şekilde kullanmaya çalışmalıyız. Doğal bir lojistik hub konumunda olan Türkiye’nin dünyanın en aktif ticaret rotaları üzerinde olmasını sağlayacak projeler geliştirmeli ve bu projelerde mutlaka yer almalıyız.” şeklinde konuştu.

utikad
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin

“Türkiye, Orta Koridor üzerinde önemli bir cazibe merkezi olabilecek avantaja sahip”

Kızıldeniz’deki saldırılar sonrası değişim gösteren ulaşım ağında Orta Koridor’un, dünya tedarik zincirinin odağı olabilme durumunu değerlendiren Engin,  “Orta koridordaki potansiyelimizi altyapı eksiklikleri sebebiyle çok verimli kullanamıyoruz. Kesintisiz demiryolu taşımacılığının yapılamaması, limanların demiryolu bağlantılarının olmaması gibi unsurlar en dikkat çeken altyapı eksiklikleri olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye, Orta Koridor üzerinde önemli bir cazibe merkezi olabilecek avantaja sahip. Son dönemlerdeki Zengezur Koridoru gibi projelerin nihayete erdirilmesi Orta Koridor’da ülkemizi güçlendirecektir.” dedi.

Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de tedarik zinciri ve kümeleme yaklaşımının yaygınlaşması için atılması gereken adımları ele alan Engin,  UTİKAD olarak yetkili mercilerle bu konuda çalışmaları aktardı. Engin, “Avrupa’da Verona, Rotterdam gibi şehirlerde göreceğimiz üzere muazzam lojistik üsler bulunuyor. Hem yönetim hem de kurgu ve yerleşim bakımından lojistik merkezlerde olması gereken tüm unsurları bu merkezlerin taşıdığını söyleyebiliriz. Ülkemizde de lojistik kümelenmeyi oluşturmak için açılan lojistik merkezler var hatta TCDD verilerine göre aktif olarak faaliyet gösteren 12 tane lojistik merkez bulunuyor ancak bu lojistik merkezlerin kapsayıcı ve ihtiyacı karşılayıcı nitelikte olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla lojistik merkezlerin doğru olarak kurgulanması önem taşıyor. Lojistik bir kümelenmeyi hedefliyorsak bu merkezler gümrük idaresi, antrepolar, bankalar, dış ticaret firmaları, lojistik firmaları, sigorta acenteleri gibi dış ticaretin tüm paydaşlarını bir araya getiren yapılar olmalı. Büyümeye elverişli alanlarda ve doğru güzergâh üzerinde olması da bir diğer önemli unsur. Bu doğrultuda bir kümelenme sağlanırsa şehir içindeki trafiğin azalması, ticaretteki hareket sürelerinin kısalması, yüklerin daha güvenli bir şekilde taşımasının ve kontrollerinin yapılması sağlanabilir.” şeklinde konuştu.

Engin, konuşmasının devamında “Lojistik merkezler ve iltisak hatları ile ilgili kamu idaresi nezdinde mevzuat çalışmaları yürütülüyor. UTİKAD olarak lojistik merkezler ile ilgili yapılan mevzuat çalışmalarında yer alıyoruz. Daha verimli ve etkin bir lojistik merkezin ihtiyaçlarına dair tespitlerimizi paylaşıyoruz.” açıklamasını yaptı.

utikad

“Türkiye’nin jeopolitik konumunun avantajlarından yararlanılması e-ticaretin gelişimine katkı sağlayacaktır”

Türkiye’de e-ticaretin gelişmesi ve küresel hale gelebilmesi için önemli konulara değinen Engin, “e-Ticarete olan ilgi tüm dünyada artarak büyümeye devam ediyor. Dijitalleşmenin sağladığı kolaylıklarla birlikte birçok perakende sektörü e-ticarete dâhil oldu. E-ticaretin Türkiye’nin sadece büyük şehirlerinde değil diğer tüm şehirlerinde de yaygınlaşmasının hedeflenmesi, Türkiye’nin jeopolitik konumunun avantajlarından yararlanılması e-ticaretin gelişimine katkı sağlayacaktır. Ayrıca KOBİ’lerin e-ticarete girişinin kolaylaştırılması, güvenli ödeme sistemlerinin sağlanması, lojistik maliyetlerin doğru yönetilmesi, gümrük süreçlerinin kolaylaştırılması gibi ticareti basitleştiren ve geliştiren önlemlerin hayata geçirilmesiyle e-ticaretin dünyada olduğu gibi ülkemizde büyümesi de devam edecektir.” dedi.

UTİKAD bünyesindeki e-ticaret çalışmalarına da değinen Engin, “‘İnovasyon ve E-Ticaret Odak Grubu’ kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda 2019 yılında Türkiye’de ‘E-Ticaret ve E-İhracat Gelişim Potansiyeli ve Lojistik Süreçler’ raporumuzu, 2022 yılında ‘B2C-E Ticaretin Kolaylaştırılmasına ve Hacminin Artmasına Yönelik İyileştirici Öneriler’ raporumuzu, 2023 yılında ise ‘E-Ticaret Lojistiğinin Mevcut Durum Analizi’ raporumuzu yayınladık. Bu raporlarımızda e-ticaretin gelişimine yönelik sorunları tespit ederek çözüm önerilerimizi paylaşıyoruz. Bu sene de ‘Mikro Lojistik ve Dijitalleşme Çalışma Grubu’ kapsamında e-ticaret ile ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

“Transit ticaret, lojistik sektörünün yarattığı katma değeri yükseltecektir”

Engin, “Lojistik sektörü 2024’te turizm sektörü kadar döviz girdisi sağlayabilir mi?” sorusunu ise, “Taşımacılık ve lojistik hizmetleri turizmden sonra ülkemize en fazla döviz girdisi sağlayan sektör olarak yer alıyor. Global krizler, navlun düşüşleri, ekonomik dalgalanmalar gibi unsurlar lojistik sektörünü etkilese de 2024 yılında da ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak sektörlerin başında geleceğini söyleyebiliriz.” şeklinde yanıtladı.

Lojistik sektörüne son yıllarda Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü öncülüğünde pek çok teşvik imkânı da sağlandığını belirten Engin, “Bu teşviklerden lojistik firmalarımız yararlanmaya başladılar ve bu teşviklerin sektörün tabanına yayılacak nitelikte olması sektörün elini daha da kuvvetlendirecek. Böylece firmaların iş yapma ve uluslararası piyasaya açılmaları kolaylaşacaktır. Ek olarak yukarıda sayılan altyapı yatırımlarının hızlandırılması ve mevzuat düzenlemelerinin yaratacağı olumlu ortamla hız kazanacak transit ticaret, lojistik sektörünün yarattığı katma değeri yükseltecektir.” dedi.

UTİKAD

Türk Şoförler İçin Vize Alım Süreçleri

Engin, kendisine yöneltilen “Karayolu taşımacılığında Türk şoförler için vize alım süreçlerinin iyileştirilmesine dair 2024 yılında çalışmalarınız neler olacak?” soruna ise, “Karayolu yük taşımacılığında son dönemlerde karşılaştığımız sorunlara bir yenisi olarak da şoförlerimiz için vize alımlarında yaşanan sıkıntılar oldu. Özellikle Schengen bölgesindeki ülkeler için vize alımlarının uzun ya da belirsiz bir sürece yayılmış olması rekabet gücümüzü oldukça olumsuz etkiliyor. Geçtiğimiz yıl UTİKAD olarak ilgili ülkelerin büyükelçilikleri ve konsolosluklarına sorun hakkında bilgi vermiş ve çözümüne ilişkin bir girişim yapılması talebinde bulunmuştuk. Girişimlerimiz sonucunda iyileşme gözlemlediğimiz ülkeler oldu ama sorunun devam ettiği ülkeler de hâlâ var. Bu sorunu yine bulunduğumuz her platformda ve yaptığımız üst düzey görüşmelerde gündeme getirmeye devam edeceğiz.” şeklinde karşılık verdi.

“ICS2, ENS veri gerekliliklerine uymak üzere birden fazla veri sunma işlemini getiriyor”

Lojistik sektöründe önem arz eden ICS2 Aşama 3 için konuşan Engin’in açıklaması şu şekilde;

“ICS2 Aşama 3 ile birlikte havayolunda olduğu gibi Avrupa’ya ya da Avrupa’dan taşınan yükler için denizyolu, demiryolu ve karayolunda da yeni gereklilikler getiriliyor. Sektörün pek çok paydaşını etkileyen bu uygulama eksiksiz Giriş Özet Beyanı (ENS) yapılmasını ve elektronik olarak gönderilmesini gerektiriyor. ICS2, ENS veri gerekliliklerine uymak üzere birden fazla veri sunma işlemini getiriyor. Deniz ve iç sularda faaliyet gösteren taşımacıların 3 Haziran 2024 ile 4 Aralık 2024 tarihleri arasında ICS2 ile ilgili bir talepte bulunulması gerekiyor. Deniz ve iç sularda faaliyet gösteren ara düzeyde bilgi sunanların ise bu hazırlığı 4 Aralık 2024 ile 1 Nisan 2025 tarihleri arasında tamamlamaları şart olarak sunuluyor. ICS2 Aşama 3 için gerekli hazırlıkları yerine getirmeyen firmalar, yüklerinin AB gümrük sınır kapılarında durdurulması, gecikmelerin yaşanması hatta yükün AB sınırlarına kabul edilmeden geri gönderilmesi gibi süreçler ile karşı karşıya kalabilirler.

UTİKAD olarak hem üyelerimizin hem de ihracatçılarımızın bilinçlenmelerini ve zor durumda kalmalarını önlemeyi teminen geçtiğimiz yıl ICS2 uygulamasının havayolunda devreye giren 2. Aşamasında da birçok webinara katıldık. UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Eren, FIATA’yı AB nezdinde ICS2 çalışmalarında temsil ederken TOBB ve TİM tarafından düzenlenen webinarlarda UTİKAD tarafından ICS2 hakkında bilgilendirme sunumları yapılarak sektör temsilcilerinin farkındalıklarının artırılması sağlandı. Ayrıca Ticaretin Kolaylaştırılması Koordinasyon Komitesi’nde konu hakkında bir sunum gerçekleştirildi. ICS2 Aşama 3 için de benzer şekilde sektörün ve ihracatçılarımızın bilgilendirilmesini sağlamaya devam edeceğiz.”

Bunları da beğenebilirsin