Bozankaya Geleceği Elektrikli Otobüste Görüyor

Transist 2015’e katılan Bozankaya, gelecek vizyonu doğrultusunda fuarda elektrikli otobüsü E-Karat’ı sergiledi. Ortalama 300 kilometre menzile sahip otobüs Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edilecek.

Türkiye’de yolcu taşıyacak ilk elektrikli otobüs olan Bozankaya E-Karat, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 8. Uluslararası Ulaşım Teknolojileri Sempozyumu ve Fuarı, Transist 2015’de sergilendi. 10.7 metre, 12 metre ve 18,7 metre olarak farklı modeller ile sunulan E-Karat’ın Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edilecek 10.7 metre modeli fuarda yer aldı.

Çevreye zararlı egzoz salınımı olmayan ve ses kirliliği yaratmayan özellikleriyle çevreye duyarlı elektrikli otobüslerin geleceğin şehirlerinde yaygın olarak kullanılması bekleniyor. Bozankaya Elektrikli Araçlar Proje Koordinatörü Emrah Dal ve Bozankaya Ar-Ge Müdürü Ertuğrul Göktepe ile E-Karat hakkında konuştuk.

Fuarda sergilediğiniz özel bir ürün var mı?

Ertuğrul Göktepe: Toplu taşımada geleceği, elektrikli araçlarda görüyoruz. Bu nedenle fuara elektrikli otobüsümüz E-Karat ile katıldık. Hem çevre dostu olması hem de enerji kaynaklarının giderek azalmaya başlaması açısından elektrikli otobüsler, geleceğin araçları olacak. Bu araçlarda mühendislik faaliyetleri artık belirli bir noktaya gelmiş durumda. Elektrikli araçlar,  ticari amaçla kullanılabilecek verimliliğe sahip hale geldi. Örneğin fuarda sergilediğimiz E-Karat ile ortalama 300 km menzil sağlayabiliyoruz. Batarya ömründe ise 10 yıla kadar garanti verebiliyoruz. Tek şarjla 5 sene boyunca en az 200 km menzil garantisi ile sunarken talep edilirse garanti toplamda 10 seneye çıkartılabiliyor. Yani kısaca elektrikli araçlar ile artık toplu taşıma hizmeti sunulabiliyor. Bundan 5 yıl önce ilk hibrit araçlar üretilmeye başladığında böyle bir şey düşünemiyorduk. Artık hibrit dönemini atlayarak doğrudan akülü araçlar dönemine geçtik.

Emrah Dal: Dünyada elektrikli araçlara yönelme eğilimi var. Enerjinin önemi, enerji kaynaklarının verimli kullanılması, tasarruf ve çevreci olması gibi kriterler elektrikli araçları gündeme getiriyor. Biz bu alanda oldukça verimli hale geldik. Günümüz için kayıtlı verilerle E-Karat ile dünyada en iyi menzili yapan elektrikli otobüsü durumundayız.

E-Karat’ın geliştirimesi süreci nasıl gerçekleşti?

Ertuğrul Göktepe: Biz bu elektrikli aracı geliştirirken TÜBİTAK, TEYDEB desteği alarak başladık. İlk geliştirdiğimiz elektrikli araç, üç kapılı, alçak tabanlı ve 10.7 metre uzunluğundaki şehir içi otobüsüydü. Bu aracı geliştirdikten sonra önce Avrupa’da tanıtımına yoğunluk verdik. Çünkü Türkiye’de iç pazarda üç sene önce elektrikli araçlara karşı yoğun bir talep göremiyorduk. Ama Avrupa’da dönüşüm başlamıştı ve Avrupa’da pek çok yerel yönetim ve otobüs işletmesi, elektrikli otobüse talep gösteriyordu. Dizel ve CNG ile çalışan otobüslerden, elektrikli otobüslere bir eğilim yaşanacağı görülüyordu. Biz de tanıtım amacıyla Almanya’da birçok şehirde elektrikli otobüslerimiz ile saha sürüşleri gerçekleştirdik. Seri üretime hazır olduğumuzda ise Türkiye’de de böyle bir talep başladı. İlk örneğini İzmir ihalesinde gördük. Bu ihalede 20 elektrikli otobüs talep edildi. Sonrasında Konya ve Eskişehir  ön plana çıktı.

Bozankaya olarak bu süreçte 12 metre elektrikli otobüsümüzü geliştirmeye başladık. Çünkü gördük ki sadece küçük otobüse değil, büyük otobüse de talep var. 12 metrelik otobüsümüzün tasarımını 2014 yılının sonuna doğru tamamlamıştık. 2015 yılına geldiğimizde 18,7 metre olan körüklü E-Karat’ın çalışmalarına başladık. Segmenti tamamlama düşüncesi hakim oldu ve 2015 yılı Haziran ayında Milano’daki UITP Fuarında 18,7 metrelik otobüsümüzü de sergiledik. Şu anda bu aracın da test ve denemeleri tamamlanmak üzere… Dolayısıyla alçak tabanlı, 10,7 metreden 18,7 metreye kadar tüm segmentlerde ürünlerimiz var. Piyasanın talebi doğrultusunda 10,7 metre, 12 metre ve 18,7 metre elektrikli otobüs sunabiliyoruz. Otobüslerimiz sadece akülü olarak çalışıyor, seyir esnasında harici bir enerji kaynağından herhangi bir destek almıyor.

Araçların şarjı nasıl gerçekleşiyor?

Emrah Dal: Aracın tüm akü ve şarj sistemi, Bozankaya bünyesinde geliştirilen tamamen bizim mühendisliğimizdir. Şarj cihazlarını da biz geliştirdik, üretimlerini de biz gerçekleştirmekteyiz. Akü ve şarj sisteminin üretimiyle beraber tüm gerekli yazılımları da biz geliştirmekteyiz. İki farklı yol denedik. İlk olarak biraz daha uzun süren (5-6 saat) taşınabilir şarj cihazlarını geliştirdik. Otobüs ile beraber gittiği yere götürülebilecek ve oradaki bir elektrik kaynağından şarj edilebilecek şekilde mobil şarj cihazı seçeneğidir. Diğer yandan şarj süresini 1-1,5 saat kadar daha hızlı sürelere indirebildiğimiz şarj üniteleri bulunuyor. Fakat bu ünitelerin boyutları büyük olduğu için taşınabilirlik özelliği kalkıyor. Sabit şarj ünitelerini araçların toplandığı ve park edildiği yerlere kurulabilecek şekilde düşündük.

Alışageldiğimiz kullanımda olan otobüsler ile karşılaştırıldığında elektrikli otobüs modelinizin hangi avantajları var?

Emrah Dal: Konvansiyonel araçlarla karşılaştırdığımızda E-Karat, hem yakıt tüketimi hem de bakım maliyetleri anlamında kesinlikle çok daha avantajlı. Denemeler sırasında elde ettiğimiz sonuçları dizel araçlar ile karşılaştırdığımızda elektrikli otobüslerimizle yıllık 85 – 90 bin Euro kadar bir tasarruf sağlandığını gözlemledik.  Bu sadece bakım ve yakıt masrafları. Ayrıca çevresel kazanımları ve emisyon etkilerini eklediğimizde bu rakamlar çok farklı yerlere gidecektir. Öte yandan E-Karat, çevre dostu olmasının yanı sıra insanlara da dost. Çünkü sessiz bir araç. Son teknoloji havalandırma sistemlerine sahip. Buradaki tek dezavantaj şu olabilir diye düşünüyoruz; bu aracı insanlar tanımıyor. Yani konvansiyonel araçlarla gelen bir kültür var. Biz ürünlerimiz ile elektrikli otobüs segmentinde yeni bir kültürün oluşmasına da öncülük ediyoruz.

Ertuğrul Göktepe: Bakım kolaylıkları da var. Elektrikli motorlar, bakım gerektirmeyen tipte motorlar olduğu için avantajları bulunuyor. Yıllarca sorunsuz şekilde kullanılabiliyor. Bu otobüslerimizde, dizel ya da CNG motoru, şanzıman bulunmuyor. Dolayısıyla onlara yaptığınız her 20 bin, 30 bin bakımlarından da aracınızı kurtarıyorsunuz. Geriye frenlerin hava kurutma kartuşları, klima gazı ve filtreleri, direksiyon hidroliği gibi temel bakımlar kalıyor. Yani sonuçta bakım maliyetleri oldukça azalıyor.

Bu otobüs halihazırda kullanımda mı?

Emrah Dal: Konya ve Eskişehir elektrikli otobüs ihalelerini kazandık ve otobüsleri ürettik. İlk etapta Konya, Eskişehir, İstanbul, Kayseri, Şanlıurfa, Malatya Belediyeleri ile E-Karat sürüşlerimizi gerçekleştirdik. Otobüslerimizin avantajlarını gören belediyelerimiz ihalelere çıktılar. Biz de bu ihalelere teklif vererek, projelerimizi gerçekleştiriyoruz. Belediyelerimiz ilk etapta test sürüşü talep ediyorlar. Genelde bir ay denedikten sonra aracın ne kadar avantajlı olduğunu deneyimliyorlar.

Ertuğrul Göktepe: Birçok belediye elektrikli otobüsleri denedikten sonra alım portföyünü genişletiyor. CNG’li veya dizel motorlu otobüs almayı planlayan belediyeler bir iki tane de elektrikli otobüs almayı düşünmeye başlıyor. Artık elektrikli otobüslerimiz prototip değil. Bu aşamayı biz 2013 yılı sonunda tamamladık. Örneğin fuarda sergilediğimiz otobüs Konya Belediyesi’ne ait ve seri üretim bir araç. Almanya’nın Bonn Belediyesi için de araç ürettik ve 6 adet otobüsü teslim ediyoruz.

Elektrikli otobüsler konvansiyonel otobüsler kadar kullanışlı oluyor mu?

Ertuğrul Göktepe: Konvansiyonel araçlarla aynı performansı alabiliyorsunuz. İstiap haddinin aşılmaması ise en ideal verimlilik için önemli. Elektrikli otobüsler tasarlanırken tasarruf sağlayacak her şeyin düşünülmüş olması gerekiyor. Bu aracı kullanacak sürücülerin elektrikli sürüş tekniklerini öğrenmesi önem taşıyor. Mesela bizim aracımız ayağınızı gazdan çektiğinizde elektrik enerjisini geri kazanabiliyor. Sürüş tekniklerini firma olarak verdiğimiz eğitimlerle kullanacak kurumları destekliyoruz.

Dünya çapındaki üreticilerle ürününüzü kıyasladınız mı?

Ertuğrul Göktepe: Motor açısından bazı kıyaslamalar yaptık. Bizim motorumuz tahrik akslarına gömme tiptir ve entegredir. Dolayısıyla verimlilik kaybını minimize etmiş durumdayız. Başka firmalarda motor ayrı bir ünitedir. Bir kardan mili veya şanzıman vasıtasıyla tahrik alarak aksı döndürmeye çalışır. Bu sistemde hem yer kaybı yaşarsınız hem de verimliliğiniz bir miktar daha düşer. Bizim bu bakımdan teknolojik üstünlüğümüz var. Bu tip elektrik motoru kullanan ilk firmayız.”

Emrah Dal: “Bataryaları aracımızın tavanına sağlı sollu aracın uzun kenarına paralel olacak şekilde yerleştirdik. Bu şekilde ağırlık merkezlerini iyi hesaplayarak sürüş güvenliği ve konforunu arttırdık. Batarya 300 adet hücreden oluşuyor ve her hücreyi kendi özel elektronik kontrol kartlarımızla kontrol ediyoruz. Batarya ömürlerini buna göre belirliyoruz. Bizim bataryalarımız Single Cell Loading (tek hücre yüklemeli) dediğimiz özel bir batarya yönetim sistemi ile kontrol ve şarj ediliyor.  Bu tür bataryaların elektronik kontrolü ve algoritması zordur. Fakat kontrol etmeyi başarabilirseniz çok verimli bir hale gelir. Bizim bataryamızın veriminin yüksek olması bu nedenden kaynaklanıyor. BMS yani batarya yönetim sistemi Bozankaya tarafından geliştirilmiştir. Single Cell Loading – Active Cell Balancing özelliklerine  sahip batarya yönetim sistemi kullanıyoruz. Geliştirdiğimiz sistemin başarısından kaynaklı olarak yaşlandırma testlerinde 8 senenin sonunda sadece yüzde 14 verim kaybı gördük.”

Gelecek dönemde sizin beklentiniz nedir?

Ertuğrul Göktepe: Elektrikli otobüs teknolojimizi, uzun süren Ar-ge çalışmalarımız sonunda geliştirdik. Akülerimizi yarı mamul olarak alıp, otobüs bataryası olarak kendimiz üretiyoruz. Artık “sürdürülebilirlik ve geliştirilebilirlik”e odaklanıyoruz. Dolayısıyla bir çok otobüs üreticisinden farklı olarak elektrikli otobüs konusunda ilerdeyiz. Daha sektörde elektrikli otobüslere yönelik yeni projeler varken biz çok uzun süredir araçlarımızı, saha sürüşleri yaparak farklı şartlarda ihtiyaçlara göre geliştirdik. Ürün gamımızı tamamladık ki bu çok önemli bir noktadır. Şu anda elektrikli otobüs konusunda her ihtiyaca cevap verecek yeterlilikteyiz. Öte yandan bir yerli üretici olarak ithal edilebilecek markalara göre satın alma maliyetlerinde avantaj da sunabiliyoruz. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda ihtiyaca pazardaki talepten önce cevap verebildiğimiz için hep bir adım önde olacağımıza inanıyoruz. Bu doğrultuda elektrikli araçlara yönelik oluşabilecek bir çok talepte E-Karat, sunduğu avantajlarla tercih edilecektir.

Türkiye’deki yan sanayi örneğin akü üreticileri, elektrik motoru üreticileri bu işe artık gerçekten girmek gerektiğini düşünmeye başlayabilirler. Türkiye’de çok büyük akü üreticileri var. Fakat hiçbiri bizim kullandığımız tipteki aküler üzerinde çalışmıyor. Biz şu anda yan sanayinin önündeyiz. Daha önce pazarda potansiyel göremedikleri için firmalar bu alana girmeyi uygun bulmamış olabilirler. Biz ve bizim gibi üreticiler arttıkça yan sanayi için de fırsatlar oluşacaktır.

 

 

Bunları da beğenebilirsin